Blog

KIYAMET GÜNÜ “THE LAST JUDGEMENT” – MICHELANGELO

Sistin Şapeli giriş kapısının yer aldığı duvarda tavana kadar devam eden geniş bir alanı kaplayan bu muhteşem fresk Michelangelo tarafından tam 4 yılda tamamlanmıştır. Fotoğrafın alt köşelerindeki kapıların ölçüleri düşünüldüğünde 12 m X 13.7 m’lik sıradışı boyutları freskin ne denli görkemli olduğunu daha net biçimde yansıtır.

Kıyamet Günü’nde iyilik ve kötülük edenlerin cennet ve cehenneme gönderilmelerini konu alan bu eser Michelangelo’nun Sistin Şapeli tavan süslemeleri ile birlikte en popüler eserlerinden biridir.

Eserin odak noktasında ana figür İsa’yı ve yanındaki Meryem’i görürüz. İsa, Kıyamet Günü’nde cennet katına çıkmaya layık olan insanları günahkarlardan ayırıp her birini ayrı yönlere göndermektedir. Resmin genelinde İsa’nın el hareketleri ile uyumlu şekilde bir yandan aşağı doğru alçalan, bir diğer yandan yukarı doğru tırmanan birer döngü görülmektedir. Dikkatlice bakılırsa resmin sol tarafında yerden yükselen, mezarlarından çıkarılan ve havalanan cennetlik insanlar yukarı doğru bir devinim yaratırken resmin sağ tarafında aşağı doğru çekilen veya yukarıdan itilen insanlar resmin sağ alt köşesinde alevler içindeki cehenneme doğru aşağı yönlü devinim göstermektedirler. Bu şekilde resmin tamamında bir soldan sağa genişçe daire çizildiğini ve figürlerin tamamının bu daire boyunca resmin dört bir yanında toplanarak bir girdaba girer gibi döndüğünü fark ederiz. Hareketsiz duran tek figür İsa ve hemen yanına ilişmiş Meryemdir. Çevrelerinde genişçe bir çember oluşturan havariler ve azizler ile resmin daha dış dairesinde yer alan insanlar ve uçuşan melekler bu dairesel devinime katkıda bulunurlar. Bu şekilde Michelangelo’nun bu ilahi eseri yerinde durmadan bir film sahnesi gibi hareket eder.

Resimdeki figürleri incelersek:

1) Resmin ortasında yer alan İsa eserin ana noktası olurken aynı zamanda ona hareket verendir de. Bir eli yukarıya kalkarken aşağıyı gösteren diğer eli kimlerin yükseleceğine, kimlerin düşeceğine işaret etmektedir. Bu şekilde Kıyamet Günü’nde tüm insanlar dünya üzerindeki yaşamlarına, günahlarına ve sevaplarına göre İsa tarafından yargılanıp değerlendirilmektedir. İsa’nın bu hareketi aynı zamanda vücudunda yaraların (stigmata) da açıkça görülmesini sağlamaktadır. Avuçları ve ayaklarındaki çivi delikleri ve vucudundaki kesik açıkça görünmektedir (bknz. Aziz Thomas’ın Şüpheciliği “The Incredulity of Saint Thomas” – Caravaggio). Michelangelo’nun İsa’sı alışılageldik İsa figürlerinden oldukça farklıdır. Kaslı ve dolgun vücut hatları ile güçlü bir bedene sahip bu figür, Michelangelo’nun klasik tarzı olan insan  vücudunun tüm kaslarını vurgulayan gürbüz erkek figürlerinden biridir. Sakalsız olarak çizilmiş, bu neredeyse tamamen çıplak İsa, çarmıhtaki zayıf, çelimsiz ikonik tasvirinden çok Yunan Mitolojisi’nin görkemli baştanrısı Zeus’u çağrıştırır seyirciye.

2) İsa’nın hemen yanında yer alan Meryem, alçakgönüllü duruşu ile saflığı ve temizliğini vurgularken aşağıda olup bitenleri sessizce izlemektedir. İsa ve Meryem’in ardında doğan bir güneş gibi görünen genişçe ışık halesi onların resim içindeki görkemini arttırır, ilahi varlıklarını vurgular.

3) İsa ve Meryem’in hemen dışındaki genişçe çemberde İsa’nın havarileri ve Hristiyanlık tarihinin önemli aziz ve azizeleri yer almaktadır. Bunlardan Bartholomeo “St. Barthelemew” İsa’nın sağ alt çaprazında bulutun üstüne oturmuş biçimde görünür. Derisi yüzülerek şehit edilmiş Bartolomeo elinde yüzülmüş derisini ve bunun için kullanılmış bıçağı taşır. Bu figürün Michelangelo’nun kendi görüntüsünden esinlenerek oluşturulduğu düşünülmektedir.

4) Vaftizci Yahya “St. John the Baptist” görkemli bedeni ile İsa ve Meryem’in sol tarafında yer almaktadır. Sırtını kaplayan ve yanlardan sarkan hayvan kürkü Vaftizci Yahya’nın yıllar boyu doğada bir münzevi şeklinde sırtında hayvan kürkleri ve uzun sakalı ile yaşamış olmasına işaret eder.

5) Yahya’nın hemen yanındaki figür Aziz Andreas “St. Andrew”dur. Andreas çarmıha bağlanarak öldürülmüştür. Fakat kendi isteği üzerine İsa ile aynı şekilde bir dik çarmıhta öldürülmeyi kendine hak görmemiş ve çapraz bir çarmıha bağlanmayı talep etmiştir. Resimde bu çapraz çarmıhı taşır halde görülmektedir. Bu çapraz çarmıh “St. Andrew’s Cross” günümüzde İskoçya’nın bayrağını oluşturmaktadır.

6) Aziz Lawrence elinde bir demir ızgara parçası ile resmedilmiştir. Lawrence bu demir ızgaraya bağlanıp ateş üstünde canlı canlı yakılarak şehit edilmiştir.

7) Aziz Petrus “St. Peter” elinde büyük anahtarlar ile İsa’ya dönük durmaktadır. İsa ölmeden önce Petrus’a Cennet’in anahtarlarını teslim ederken kendisinden sonra insanlığa sahip çıkması için onu görevlendirmiştir.  İsa’nın ölümünün ardından Petrus, ilk Papa olarak tarihe geçmiştir. Bugün Vatikan’ın yer aldığı tepede şehit edilen Petrus’un simgesi olan bu anahtarlar günümüzde hem Vatikan bayrağında yer almakta hem de Vatikan’ın San Pietro Bazilikası’nın da şeklini oluşturmaktadır.

8) Aziz Petrus’un hemen ardında büyük sakalı ile kırmızı tunik içinde yer alan Aziz Paulus “St. Paul” İsa’nın ölümünden sonra Hristiyan olmuş ve Hristiyanlık’ın dünya üzerinde yayılması için misyonerlik faaliyetlerini en etkili biçimde sürdürmüş dini figürdür. Paulus’un misyonerlik yolculukları sayesinde Hristiyanlık çok geniş bir coğrafyaya yayılmıştır.

9) Aziz Simon “Simon the Zealot” şehitliğine sebep olan testere ile birlikte Bartolomeo’nun sağında resmedilmiştir.

10) Aziz Blaise (Sebasteli Vlas – Sivas’ta yaşamıştır) ellerinde yün toplama tarakları ile resmedilmiştir. Normalde koyunlardan yün toplamak için kullanılan bu tarakların özel olarak yapılmış geniş dişli demir versiyonları işkence aleti olarak kullanılırdı. Aziz Blaise de bu aletlerin derisine sürtülüp parçalanması ile işkence görmüştür. Ölümünden sonra yün toplayıcıları ve yün ticareti ile uğraşanların koruyucu azizi olarak ilan edilmiştir.

11) Azize İskenderiyeli Catherine “St. Catherine of Alexandria” elinde tuttuğu yarım tekerlek ile resimde yer almaktadır. Soylu bir aileden gelen Catherine genelde gösterişli giysilerle resmedilir. Şehit edilmesi için zamanın ünlü işkence aletlerinden biri olan Tekerlek “Breaking Wheel” kullanılmıştır. Bu tekerleğe bağlanan kurban, tekerlek yavaş yavaş döndürülürken tekerleğin boşlukları arasında denk gelen vücut kısımlarına darbeler alarak kemiklerinin kırılması suretiyle yavaş yavaş öldürülürdü. Catherine tekerleğe bağlandığı anda mucizevi şekilde tekerlek kırıldığı için (ki resimde de yarım tekerlek gösterilmiştir) kafası kesilerek öldürülmüştür.

12) Aziz Sebastian “St. Sebastian”, bir direğe bağlanarak canlı canlı oklanmak suretiyle öldürülmüştür. Bunu sembolize etmesi amacıyla da elinde oklarla ve bir yayı gerer gibi resmedilmiştir.

13) Cyreneli Simon sırtında büyük bir haçı yüklenirken resmedilmiştir. Simon İsa’nın çarmıha gerilmesinden önce Romalılar tarafından seçilmiş ve İsa’nın çarmıha gerileceği haçı eylemin gerçekleşeceği tepeye kadar taşımıştır.

14,15 & 16) Resmin her iki üst köşesinde uçan melekler 3 farklı eşyayı taşımaktadırlar. Bu eşyalar İsa’nın Çilesi’ni işaret eden nesnelerdir. Sol köşede bir grup İsa’nın gerildiği çarmıhı taşırken, hemen yanındaki grup ise çarmıhta gerili iken kafasına takılmış olan dikenlerden yapılma tacı taşımaktadır. Sağ üst köşedeki grup ise İsa’nın çarmıha gerilmeden önce bağlanıp kırbaçlandığı sütunu taşımaktadır.

17 & 18) Resmin alt kısmında kıyamet borularını çalan 7 meleğin hemen önünde sağda ve solda yer alan diğer iki melek iki ayrı açık kitap tutmaktadırlar. Soldaki küçük kitap Sevaplar Kitabı “The Book of Good Deeds”, sağdaki genişçe kitap ise Günahlar Kitabı “The Book of Evil Deeds”tir. Günahlar Kitabının daha büyük olmasının sebebi insanları günaha çağıran çok neden oluşu, ve buna karşı koymanın zorluğunu simgelemesidir. Sevaplar kitabı sol tarafta yukarı yükselen iyiliksever ruhlara gösterilirken, sağ tarafta cehenneme giden ruhlara işledikleri günahları hatırlatan Günahlar Kitabı gösterilmektedir.

19) Umudunu kaybetmiş bu günahkar, korku ve endişe içinde cehennemde yerini almak üzere yılan ve şeytanlar tarafınan aşağı çekilmektedir.

20) Resmin sağ alt kısmında yer alan ırmak Yunan Mitolojisi’nde yer altına bağlanarak akan Styx nehridir. Bu nehir üzerinde kayıkçı Kharon’un kullandığı bir kayık ölüleri yeraltı dünyasına taşır. Michelangelo da bu mitolojik temayı resme uyarlamış ve Kharon’un kullandığı kayık ile ölülerin cehenneme taşınmasını resmetmiştir. Kharon bir yandan kayığı kullanırken bir yandan da küreği ile hınç içinde günahkarlar yığınına hedef almakta ve onları tartaklamaktadır.

21) Resmin en sağ alt köşesinde yer alan Midas figürü Cehennem’in kapısında yerini almış beklemektedir. Dante’nin İlahi Komedyası’nda da bahsi geçtiği üzere Frig Kralı Midas, Cehennem’in üstten ikinci katında bulunmaktadır. Burada gövdesine bir yılan dolanmış şekilde oturan Midas karşısına getirilen günahkarların Cehennem’in kaçıncı katına (Dante’ye göre Cehennem yer altına doğru ilerleyen 9 kattan oluşur) indirileceklerine ve dolayısıyla hangi katta, hangi şiddette ceza çekeceklerine karar verir. Bunu da gövdesine dolanmış yılan sayesinde yapar, karşısına getirilen her günahkar için yılan gövdesinde kaç sarmal oluşturursa onun sayısına göre kaçıncı kata gönderileceği belli olur. Michelangelo “Cehennem Bekçisi” rolündeki Midas’ı tarihi bütünlüğü ile birlikte kullanmıştır. Midas’ın gösteriminde eşek kulaklarının kullanımı bilinen önasya mitlerinden alınmadır. Midas figürünün bir ilginç noktası da eserin yapılması sırasında Michelangelo’yu ağır biçimde eleştiren papalık asistanı Biagio da Cesena’nın yüz hatlarına sahip olmasıdır.

22) İsa ile birlikte çarmıha gerilen iki ayrı hırsızdan tövbekar olanı resimde kendine yer bulur. Taşıdığı haç ile bu figürün söz konusu hırsıza işaret ettiğini anlarız.

23) Alt kısımda yer alan cehennemin ağzından domuza benzer görünümlü şeytanlar dışarı çıkmaktadır.

Michelangelo’nun bu muhteşem eseri, tamamlandığı tarihte ne yazık ki çok da olumlu tepkiler almamıştır. Öncelikle bu kadar çıplak figürü bir arada içermesi sebebiyle bir ibadethanede yer alabilecek bir resim olamayacağı düşünülmüş, nitekim sonradan da birçok figürün cinsel bölgesi kapatılmıştır. Aynı zamanda Michelangelo’nun klasik Hristiyanlık simgelerini, İsa’yı ve diğer figürleri kendi tarzında resmetmesi de aynı ölçüde hoş karşılanmamış olsa da sonunda kabul görmüştür.

Michelangelo’nun kendine has tarzını, insan bedenini ne denli ayrıntılı inceleyip ne denli özenli yorumladığını gösteren bu başyapıt tüm zamanların en değerli eserlerinden biri olmuştur. Sistin Şapeli’nin büyüleyici tavan ve duvar süslemeleri arasında çarpıcı boyutu, görkemli kompozisyonu ve sıradışı biçimde gerçekçi yapısı ile Şapel’in en gösterişli eseridir.

Konum: Sistin Şapeli – Vatikan Müzeleri “La Cappella Sistina – Musei Vaticani”, Vatikan
Tarih: 1537 – 1541
Dönem: Rönesans
Alt Grup: Yüksek Rönesans “High Renaissance”

1 Comment

Leave a comment

Your email address will not be published.

You may use these HTML tags and attributes:

<a href="" title=""><abbr title=""><acronym title=""><b><blockquote cite=""><cite><code><del datetime=""><em><i><q cite=""><strike><strong> 

error: Icerik kopyalanamaz!