Blog

ÇIPLAK MAJA & GİYİNİK MAJA “THE NAKED MAJA” & “THE CLOTHED MAJA” – GOYA

Manololar (isp. kısaltılmış hali “majo” erkekler için, “maja” kadınlar için) on dokuzuncu yüzyılın başlarından itibaren İspanya’da – özellikle Madrid’de – toplumun belirli bir sosyal grubunu oluşturan insanlardı. Üst tabakadan gelmemelerine rağmen özenli kıyafetleri, kibar konuşmaları ve tarz sahibi duruşları ile sanat dünyası ve aristokrasi üzerinde büyük ölçüde etkiye sahiplerdi. Rahat tavırları ve enerjik karakterleri ile İspanyol toplumunda Engizisyon’un* uygulandığı bir dönemde toplumun modernleşmesinde büyük rol oynamışlardır. Kendilerini aristokrat gibi göstermeye çalışan manololar aristokratların tarafından bile taklit edilmişlerdir; aristokratlar onların giyimlerine ve tarzlarına bürünmeye çalışmışlardır.

Ondokuzuncu yüzyıl İspanyası’nda manolalar özellikler aristokratik kadınlar tarafından imrenilen simgelerdi. Onların kılığına girerek özgürlüklerini kazanıyor, kendilerini engellemeden daha özgürce konuşuyor, ilgilendikleri konular hakkında tartışabiliyorlardı. Bu sayede eski adetleri ve düşünce tarzlarını, sabit fikirleri ve ahlakçı tabularını yıkmaya başlamışlardı. Bu sebeplerle majaların sanat alanında kullanılmaları bir çeşit liberalizm ve erotizm simgesi haline dönüştü. Goya’nın “Çıplak Maja”sı da bu kullanımın zamanındaki en cesur örneğini teşkil eder.

Yastık ve örtüler ile kaplı yeşil bir divana uzanmış bu cüretkar maja seyirciye anlamlı bir bakış atarken bir yandan da vücudunu özgürce sergilemekten çekinmez. İdealist tanrıça figürlerinin sanatta yoğunlukla kullanıldığı o dönemde bu duruş ve rahat poz hiç de bir tanrıçaya uygun değildi. Majaların daha düşük bir sosyal sınıfa ait olmaları da düşünülünce bu pozla birlikte resimdeki kadının cinsel açıdan bir tanrıçadan çok daha “kolay ulaşılır” olduğu fikrine varılması sürpriz olmaz.

Kollarını başının ardında birleştirip göğüslerini açarak geri yaslanıp rahatlığından taviz vermeyen bu maja, bir yandan da cinsel organını bir eliyle kibarca örtme gereği duymaz. Üstüne üstlük cinsel bölge kılları da görünmektedir – ki bu idealist Rönesans ve Barok sanatta kabul edilemez bir durumdur. Bu çarpıcı figür aynı zamanda Goya’nın kadın vücudunu olanca gerçekliği ve çekiciliği ile “olduğu gibi” gösterme çabasının göstergesidir. Yine de çıplak maja sevimli, pasif ve itaatkar bir cinsel objeden fazlasıdır. Maja dönemin İspanyol kadınının geçmişe göre daha özgür, daha cesur ve bağımsız duruşunu yansıtır. Bu tabuları yıkan özellikleri ile Çıplak Maja, dini otoritelerin tepkisini almış, toplumun içini gıcıklamış ama bir yandan da dönemin sanat anlayışında yeni ufuklar açmıştır. Eser yıllar boyu birçok sanatçıya – Manet, Courbet, Picasso – ilham kaynağı olmuştur. Manet’nin Olympia’sının (bknz. Olympia – Manet) Goya’nın Maja’sına bir gönderme olduğu sıklıkla vurgulanır.

Çıplak Maja, Goya tarafından dönemin yöneticilerinden olan Manuel Godoy’un siparişi üzerine yapılmıştır. Manuel Godoy’un kendi arşivinde sakladığı eser sonradan ortaya çıktığında ağır tepkiler almış ve Goya’nın Engizisyon’a sevkine yol açmıştır. Goya korkunç sonuçlar doğurup ölümüne sebep olabilecek bu mahkemeden yargılanmadan kurtulabilse de kraliyet ressamlığı görevinden alınmıştır.

Giyinik Maja çıplak versiyonla aynı pozu verip aynı ortamda resmedilmiş olsa da ondan birçok yönden farklı özellikler taşır. Öncelikle bu eser diğerine göre daha az pornografik – ya da tam anlamıyla daha “gerçek” – olarak yorumlanabilir. Üstündeki giysiler ile majanın sosyal kimliği daha net anlaşılabilirken yüzündeki makyaj ve daha yumuşak yüz hatları ile Çıplak Maja’nın kendine güvenen ve otoriter duruşundan uzak bir görüntü sergiler. Öte yandan bu giyinik maja çıplak verisyonun erotizmini daha da ön plana çıkarır ve onun gücünü vurgular. Bir yandan da figürün çıplak halini bilen seyirciyi majanın soyunmasını hayal etmeye teşvik eder.

Giyinik Maja toplumdan çok ciddi tepkiler alan Goya’nın diğer esere bir nevi bir örtü örtmesi olarak yorumlanabilir. Goya’nın ilerleyen dönemdeki daha yumuşak hatlardan oluşan tarzı ile yapılmış olan eser, kaynaştırılmış fırça darbeleri, canlı ve ılımlı renkleri ile  seyircide daha yumuşatılmış bir imge oluşturur.

Not. * Engizisyon: Katolik Kilisesi öğretilerini korumak amacı ile kullanılan kiliseye bağlı bir mahkeme sistemdir. Özellikle İspanyol Engizisyonu Müslüman ve Yahudi azınlıkların Hristiyanlaştırılmasını hedeflemiş ve bu amaçla yargılamalar, sürgünler ve ağır infazlar gerçekleştirmiştir.

Konum: Prado Müzesi “Museo Nacional del Prado”, Madrid
Tarih: 1800 & 1805
Dönem: 19. Yüzyıl
Akım: Romantizm “Romanticism”

Leave a comment

Your email address will not be published.

You may use these HTML tags and attributes:

<a href="" title=""><abbr title=""><acronym title=""><b><blockquote cite=""><cite><code><del datetime=""><em><i><q cite=""><strike><strong> 

error: Icerik kopyalanamaz!