Blog

KÖR KIZ “THE BLIND GIRL” – MILLAIS

Sanatta fiziksel bir eksikliği doğrudan göstermeden seyirciye aktarmak ressamlar için her zaman bir zorlu görev olmuştur. Kör bir insan deforme olmuş gözler veya koyu renk bir gözlükle çizilmeden eksiklikleri ve hissedebildikleri ile seyirciye nasıl aktarılır? Millais, Kör Kız’da bu durumun başarı ile üstesinden gelmiş ve seyircinin ana karakter ile doğrudan empati kurmasını sağlamıştır.

Eserin adı “Kör Kız” olmasaydı da seyircinin resimde gözlerini kapamış oturan kızın göremedeğini anlaması mümkün olur muydu? Muhtemelen, evet. Çünkü Millais resmin birçok noktasında kör kızın algıladıkları ve farkında olmadıklarına dair ipuçları verir.

Kahverengi tonlarında üzerinde yırtıklar, sökükler bulunan giysileri ile gözlerini kapamış olan kızın pek de varlıklı olmadığı ilk görüşte anlaşılır. Kızın yanında elinden tuttuğu sarışın küçük kızın ise muhtemelen kardeşi olduğunu düşünürüz. Onun da giysilerinin eskiliği göze çarpar. Kızın giysilerini incelerken göze çarpan bir diğer ayrıntı da boynuna asılı küçük nottur. Üzerinde “Köre Merhamet Edin” (Pity the Blind) yazan bu not gözleri kapalı kızın kör olduğunu netleştirir. Kucağındaki akerdeonu çalarak insanlardan para toplamakta ve yanındaki küçük kardeşi de ona eşlik etmektedir.

Oysa boynundaki not olmadan da kör kızın algıları Millais tarafından seyirciye son derece keskin biçimde aktarılmaktadır. Kızın bir eli ile sıkı sıkıya kardeşinin elinden tuttuğu görülür. Bir yandan da diğer eli ile yanıbaşındaki çimenlere dokunmakta, parmakları ile bir çiçeğin sapını sıkmaktadır. Dokunma duyusuna hitap eden bu iki eylem kör kızın görme dışında kullandığı diğer duyularına yöneltir bizi. Kardeşinin elinin dokunuşu ve ezilen çimenin muhtemel kokusu kızın algılayabildikleri arasındadır.

Diğer yandan gökyüzünün koyu rengi ve yeni çıkmış çifte gökkuşağından kısa sürece önce yağan yağmurun dinmiş olduğunu ve güneşin açtığını anlayabiliriz. Yüzüne vuran güneşin sıcaklığı ile başını hafifçe geriye doğru yatıran kız, bir yandan da olasılıkla ıslak yemyeşil çimenlerin kokusunu içine çekmektedir. Çevredeki kargalar ve otlayan ineklerin sesleri de dış dünyaya dair duyduğu seslerdendir.

Kör kızın algılayamadığı tek şey kalır çevrede: nadiren görülen bir doğa harikası olan çifte gökkuşağı. Seyircinin açıkça görebildiği bu güzelliği görebilen bir diğer kişi küçük kızkardeştir. Şaşkınlık içinde ablasına sokularak gökkuşağını izlemektedir küçük kız. Bu noktada bu güzelliğe kayıtsız kaldığı görülen kızın körlüğü konusunda emin olan seyircinin aklında tek bir düşünce belirir: umudun simgesi bu gökkuşağını göremeyen kör kıza merhamet etmek.

Millais, idealize figürlerden vazgeçip gerçekçi ve ayrıntıcı bir sanat akımını (bknz. Ophelia – Millais)  benimsediği için seyirciye çimenlerin oluşturduğu desenden giysilerin söküklerine kadar incelikli görüntüler sunar. Resimde vurgulanan yağmur sonrası dinginliği kör kızın huzur dolu sessiz ve sakin duruşu ile yansıtılmıştır. Kızın örtüsü üstüne konmuş olan kelebek yine bu sakinliği vurgular. Ressam kör kızla birlikte seyirciyi de gözlerini kapayıp yağmur sonrası güneşini yüzünde hissetmeye ve ıslak çimenin kokusunu içine çekmeye davet eder.

Konum: Birmingham Müzesi ve Sanat Galerisi “Birmingham Museum & Art Gallery”, Birmingham
Tarih: 1856
Dönem: 19. Yüzyıl
Akım: Ön-Raffaelloculuk “Pre-Raphaelism”

Leave a comment

Your email address will not be published.

You may use these HTML tags and attributes:

<a href="" title=""><abbr title=""><acronym title=""><b><blockquote cite=""><cite><code><del datetime=""><em><i><q cite=""><strike><strong> 

error: Icerik kopyalanamaz!