Blog

EUROPA’NIN KAÇIRILIŞI “THE RAPE OF EUROPA” – REMBRANDT

Europa bugünkü Avrupa kıtasına adını veren Fenikeli prensestir. Europa’nın Zeus tarafından kaçırılışı Yunan Mitolojisi’nin ünlü ozan Ovidius tarafından anlatılmış ilginç hikayelerinden biri olmakla birlikte Rembrandt gibi birçok ressamın da ilgisini çekmiştir.

Tanrılar tanrısı Zeus, güzel Europa’yı baştan çıkarıp onunla birlikte olmayı kafasına koymuştur. Genç kızın dikkatini çekmek için kendini evcil bir beyaz boğaya dönüştürür ve kralın sürüleri arasına karışır. O sırada nedimeleri ile birlikte deniz kenarında çiçek toplayan Europa sürünün arasında parlayan beyaz boğayı görür ve boğa çok hoşuna gider. Yanına giderek boğayı okşayan Europa evcil tavırlarından da destek alarak sonunda boğanın sırtına çıkar. O anda hızla ortamdan uzaklaşıp denize doğru koşan boğayı kimse durduramaz. Boğa, sırtında Europa ile Girit adasına kadar yüzer. Burada karaya çıkan boğa kendini Zeus olarak Europa’ya gösterir ve orada onunla birlikte olur. Zeus, Girit adasında hediyeler sunduğu Europa’yı Girit’in ilk kraliçesi yapar. Bugün Boğa Takımyıldızı “Taurus” olarak adlandırılan yıldızları bu olayın anısına gökyüzüne yerleştirir.

Rembrandt, tıpkı çağdaşı diğer 17. yüzyıl ressamları gibi hikayedeki en kilit duygusal anı resmetmeyi çekici bulmuştur. Bu yüzden tam Europa’nın kaçırıldığını fark edişini ve karada kalanların haykırmaya başladığı anı betimlemiştir. Resmin solundaki beyaz boğanın üstündeki Europa bir yandan düşmemek için boğaya sıkı sıkı tutunurken diğer yandan da endişe ile ardına bakmaktadır. Karada kalmış olan nedimeler telaş içinde Europa’ya bakmakta ve hatta biri ellerini kaldırmış çığlık atmaktadır. Mavi kıyafetli nedimenin kucağında görülen çiçek demetleri Europa ve nedimelerinin kaçırılma olayı öncesi ne ile meşgul olduklarına işaret etmektedir. Karanın geri planında Europa ve nedimeleri deniz kenarına getirmiş atlı araba ve sürücüsü görünür.

Ovidius’un anlatımına göre Europa bir kumsaldan kaçırılmıştı. Dolayısıyla Rembrandt da bu kumsalı remsederken bir yandan da geri planda incelikli bir deniz ve liman manzarası betimlemeyi gerekli görmüştür. Öte yandan Europa bugünkü Lübnan topraklarında kurulmuş olan Fenike medeniyetinden gelmekte idi. Bu denizcilikteki üstünlükleri ile bilinen medeniyetin faaliyetlerini gösteren geri plandaki liman manzarası aslında ressamın kendi döneminin niteliklerini yansıtır. Döneminde denizcilikte Avrupa’nın en gelişmiş medeniyetlerinden olan Hollandalılar’ın gücünü gösteren sis içinde kaybolan vinç ve yelkenli gemiler aslında Rembrandt’ın çok iyi bildiği Amsterdam’dan bir görünümü betimler.

Karanlık gölgeler ve aydınlık yüzeylerin zıtlığı üzerinde kurulu “chiaroscuro”yu eserlerinde sıklıkla kullanan Rembrandt, bu eserde de geri plandaki karanlık orman görüntüsünü ön planda sislerin arasından gelen güneş ışığı ile aydınlatmıştır. Özellikle boğa, Europa ve nedimeler figürlerine vuran parlak güneş ışığı donuk geri plan ve karanlık ormanın içinden figürleri öne çıkarır ve resmin can alıcı sahnesini vurgular.

Konum: J.Paul Getty Müzesi “The J.Paul Getty Museum”, Los Angeles
Tarih: 1632
Dönem: Barok
Alt Grup: Felemenk Barok “Dutch Baroque”

Leave a comment

Your email address will not be published.

You may use these HTML tags and attributes:

<a href="" title=""><abbr title=""><acronym title=""><b><blockquote cite=""><cite><code><del datetime=""><em><i><q cite=""><strike><strong> 

error: Icerik kopyalanamaz!