Blog

KIRMIZI NÜ “RED NUDE” – MODIGLIANI

Yahudi kökenli bir İtalyan aileden gelen Modigliani, İtalya’da başladığı akademik eğitiminin ardından 1906’da Paris’e yerleşti. Montmartre’da beş parasız sanatçıların toplandığı Le Bateau-Lavoir’a yerleşen ressam, Utrillo, Soutine, Picasso, Rivera ve Cocteau gibi birçok ünlü sanatçı ile yakın ilişkiler kurdu. Paris’teki yoksul hayatının çoğunu alkol ve uyuşturucu bağımlılığı içinde geçirmiş olan Modigliani, çok erken yaşta ölmüştür.

Modigliani, sanatını önceleri Toulouse-Lautrec’den (bknz. Yatakta “In Bed” – Toulouse-Lautrec), daha sonraları ise Cézanne’dan (bknz. Elma Sepeti “The Basket of Apples” – Cézanne) etkilenerek şekillendirmiştir. Fakat, zaman içinde kendi tarzını geliştiren ressam, diğer sanatçılarla aynı kategoriler altında değerlendirilemeyen orijinal bir biçimde kendini ifade etmiştir. Dönemin öncülerinin yönlendirdiği “avant-garde” akımın hep dışında kalmış ve kendine özgü tarzını farklı kılmayı başarmıştır.

Çoğunlukla portreler ve çıplak figürler üzerine çalışan Modigliani, çalışmalarını finansal olarak da destekleyen arkadaşı  Zborovski’nin cesaretlendirmesiyle Aralık 1917’de Paris Berthe Weill Galeri’de 32 tablodan oluşan ilk kişisel sergisini açtı. Ancak çok sayıda çıplak kadın resmi barındırdığı gerekçesiyle sergi apar topar Paris polisi tarafından kapatıldı.

Modigliani’nin nü eserleri Rönesans’tan 19. yüzyıla kadar uzanan çıplak kadın tanrıça figürünü – Aphrodite/Venüs – resmetmekten ileri gelen geleneğin uzantısıdır. Geleneksel anlamda nü, çoğu zaman çıplak kadın figürünün erotizmini mitolojik ve anlatısal bir bağlam içinde ifade etmiştir. Dolayısı ile klasik nülerde her zaman incelikli bir geriplan, özenle resmedilmiş, kumaşlar, mücevherler, çevrede semboller veya resmin özünde bir hikaye/destan vardır. Oysa Modigliani bu unsurların tamamını dışlamış ve nü çalışmalarını son derece basit geriplanlar üzerine kurgulamıştır. Ressamın eserlerinde çoğu zaman basit bir koltuk veya yatak, hatta tekdüze bir renk bile geriplanı kaplıyor olabilir. Aynı zamanda modelin üzerinde veya saçında herhangi bir aksesuar veya sembol taşıyan obje olmasından genellikle kaçınmıştır. Bu şekilde, resmettiği çıplak kadınların cinselliğini daha fazla öne çıkarmayı başarmıştır.

Uzanan Nü “Reclining Nude from the Back” – Modigliani

Divan’da Oturan Nü “Nude Sitting on a Divan” – Modigliani

En ünlü eserlerinden biri olan Kırmızı Nü’de model yine son derece basit bir geriplan üzerine yerleştirilmiştir. Kırmızı örtülerle kaplı bir divan veya yatak üzerinde mavi bi yastığa başını koymuş model seyirciye karşı sere serpe uzanmaktan çekinmemiştir. Koyu renk geriplan üzerinde yer alan çıplak bedeni ışıldayarak ön plana çıkar. Bu son derece basit kompozisyon seyircinin tüm dikkatini modele çekmeyi başarır, ve dolayısıyla figür seyirci için daha erotik ve tahrik edici bir hal alır. Hemen hemen tüm nülerinde benzer bir yöntem izleyen Modigliani bu sebeple dönemin Fransa’sında da tepkilere maruz kalmıştır.

Modigliani’nin nüleri genellikle yakın plandan ve yukarıdan bir bakışla çizilmişlerdir. Stilize duruşları, tuvali boydan boya kaplayan, el ve ayakları dışarıda bırakan görünümler sergiler. Kırmızı Nü’yü diğer nülerden ayıran bir ilginç özelliği de diğer nü çalışmalara göre modelin vücut kıvrımlarının özenle resmedilmiş oluşudur. Ressamın diğer nülerinde görülen daha düz ve yalın hatlar bu eserde yerini dolgun ve biçimli kavislere bırakmıştır. Modelin boynu, omuzları, biçimli göğüsleri, ince beli, karnının hatları ve uylukları özenle tasarlanmış ve resmedilmiştir.

Oval yüzler, ince uzun boyunlar, büzüşmüş küçük dudaklar ve badem şekilli gözler Modigliani portrelerinin özgün göstergeleridir. Özellikle modellerin tuhaf gözleri Modigliani eserlerini farklı kılar. Gözbebeklerinin çizilmediği gözler çoğu zaman tek renkle – bazen tıpkı bu eserdeki gibi siyahla – boyanmıştır. Gözbebekleri olmayan bu gözler modelin ne tarafa baktığı konusunda seyirciyi şaşırtırken bir yandan da boş, maskemsi bakışlar sergilerler. Kimilerine göre bu boş gözler içe-dönük, derin ve gizemli anlamlar taşımaktadır. İçi boş gözler seyirciyi modelin duruşuna bakarak yorumlamasına neden olur.

Ressamın gözleri neden böyle boş çizdiği bilinmese de üzerine ilginç yorumlar yapılmıştır. 2004 yılında çekilen “Modigliani” isimli biyografik filmde ressamın ruhlarını göremediği insanların gözbebeklerini de çizmediği ifade edilmiştir. Oysa sevgilisi ve çocuklarının annesi olan ve ölümünün ardından karnındaki bebeği ile intihar eden Jeanne Hébuterne’in gözbebekleri çizilmiş olan portreleri mevcuttur.

Jeanne Hébuterne Şapka ve Kolye ile “Jeanne Hébuterne with Hat and Necklace” – Modigliani

Jeanne Hébuterne – Modigliani

Konum: Gianni Mattioli Koleksiyonu “Gianni Mattioli Collection”, Milano
Tarih: 1917
Dönem: Modernizm
Akım: Dışavurumculuk “Expressionism”

1 Comment

Leave a comment

Your email address will not be published.

You may use these HTML tags and attributes:

<a href="" title=""><abbr title=""><acronym title=""><b><blockquote cite=""><cite><code><del datetime=""><em><i><q cite=""><strike><strong> 

error: Icerik kopyalanamaz!