Blog

VENÜS VE CUPID ALEGORİSİ “AN ALLEGORY WITH VENUS AND CUPID” – BRONZINO

Alegorik eserler çoğu zaman anlamlı, fakat bazen de anlaşılması ve yorumlanması güç, muğlak sembollerle doludur. Bronzino’nun mitolojik içerikli bu resmi de alegorik eserlerin tuhaf anlamlar taşıyan ve anlaşılması zor olanlarından biridir.

Eserin adından da anlaşılacağı gibi temel aldığı iki figür Roma mitolojisinin aşk ve güzellik tanrıçası Venüs (Yun. Mit. Aphrodite) ve oğlu aşk tanrısı Cupid’dir (Yun. Mit. Eros). Venüs cömertçe sergilediği çıplak vücudu ile eserin merkezinde oturmaktadır. Beyaz ve ipeksi teni ve dolgun hatları ile Venüs Rönesans döneminin ideal güzellik anlayışını yansıtır. Ona tuhaf bir biçimde sarılmış olan oğlu Cupid bir yandan başını, diğer yandan göğsünü okşamakta ve onu öpmektedir. Genellikle kanatları olan küçük sevimli bir çocuk olarak resmedilen Cupid, bu eserde bir yeni ergen olarak betimlenmiştir. Eros ve Venüs’ün kimliklerini açığa çıkaran sembolleri resimde açıkça görülür. Cupid’in sırtına asılı olan sadak ve Venüs’ün elindeki ok, Cupid’in insanlara oklar fırlatıp onları aşık etmesine işaret eder. Dolayısıyla Venüs ve Cupid’in öpüşmesi de aşka dair bir semboldür. Venüs’ün sağ elindeki altın renkli elma kökenini Yunan Mitolojisi’ndeki bir hikayeden alır. Üzerinde “En Güzele” yazılı bu altın elma meşhur Troya Prensi Paris tarafından tanrıçaların en güzeli olan Aphrodite’ye (Roma Mit. Venüs) verilmiştir. Yine Venüs’ün simgelerinden biri olan kumru resmin sol alt köşesinde görünür.

Bu ikilinin hemen sağında görünen küçük çocuk neşeli biçimde çifte yaklaşmaktadır. İki elinin arasında güller taşıyan bu küçük çocuk çiçekleri birazdan neşeyle çiftin üzerine serpecektir.  Venüs’ün simgesi olan güllerin çiftin üstüne saçılması aşka dair bir kutlama olarak düşünülebilir. Bu neşeli çocuk “Çılgınlık” olarak da adlandırılır çünkü aşkın zevki ile kendinden geçmiş halde iken sağ ayağı ile üzerine bastığı, ayağını delen dikenlerin farkında bile değildir.

Bu alegorinin yalnızca aşk üzerine kurgulanmış bir eser olmadığını düşünmek de yanlış olmaz. Nitekim, eserin aslında dönemin azılı hastalığı frengiye dair bir uyarı niteliği taşıdığı da düşünülmektedir. Resimde Venüs ve Cupid ile ima edilen ensest ilişki, gelişigüzel cinsel birlikteliklerin sebep olduğu frengiye dair bir çağrışım niteliği taşıyor olabilir. Bu yönünü de düşünerek eserdeki diğer figürler daha farklı bir anlamla yorumlanabilir.

Eserin sol üst kısmında görülen maskemsi surat tuhaf bir yüz ifadesine sahiptir. Yüzünün arkasında maddesel bir vücut taşımadığı görülen bu tuhaf kişilik “Kayıtsızlık” olarak yorumlanır. Tuttuğu mavi kumaşı Venüs ve Cupid’in üzerine örtmeye yeltenen bu kayıtsızlık figürü frengiyi görmezden gelmekte, üstünü kapatmaya çalışmaktadır. Bu figürün maskeye benzer yüzünün bir yansıması olan iki tane maske resmin ters köşesinde yerde durmaktadır.

Resmin sağ üst kısmında görünen yaşlı ve kanatlı adam “Zaman”dır. Hemen ardında görünen zamanın sembolü kum saati bu yaşlı adamın kimliğini kanıtlamaktadır. Zaman, Kayıtsızlık’ın örtmeye çalıştığı örtüyü her iki eli ile çekiştirmekte ve onu engellemektedir. Bunun da frenginin zamanla artan etkilerine dair bir gönderme olduğu düşünülebilir.

Cupid’in solunda görünen yaşlı ve çirkin kadın çığlıklar atarak saçlarını yolmaktadır. Bu figürün “Kıskançlık” olduğu düşünülebilir. Venüs ve Cupid arasında temsil edilen aşkı kıskandığı ve o hırs ile çıldırdığı kabul edilebilir. Öte yandan bu figürün frenginin ilerlemiş döneminde insana verdiği fiziksel zararları yansıttığı da düşünülmektedir.

Resmin sağ kenarında, çocuk figürünün arkasında şaşırtıcı bir başka figür daha vardır. Venüs ve Cupid’e doğru elini uzatan temiz ve saf yüzlü bir kız görünümde olan bu figür aslında göründüğünden fazlasıdır. Figür incelendiğinde önplanda görünen güzel kız yüzüne rağmen bedenin gerisinin pullarla kaplı bir canavar olduğu görülür. Bu figür “Hilekarlık” olarak adlandırılır. Venüs ve Cupid’e doğru güzel yüzünü göstererek bir eliyle bir petek bal sunan bu yaratık arkadaki diğer eliyle çıngıraklı kuyruğunu saklamaya çalışmaktadır. Dikkatli bir inceleme sonunda bal tutan elin de sağ kola bağlı bir sol el olduğu görülür, ki bu da figürün tuhaf ve çarpık vücudunda şaşılacak bir ayrıntı değildir. Bu figürün de cinsel birlikteliğin keyifli, güzel kısmının yanısıra frengi sonucunda can yakan bir hastalığa dönüşmesine bir gönderme olduğu düşünülebilir.

Eser, Rönesans’ın son dönemlerinde ortaya çıkan ve Barok döneme bir geçiş formu olan Maniyerist akımın özelliklerini taşımaktadır. Bu akımın en tipik özelliği sıradışı biçimde kıvrılmış, eğilmiş, bükülmüş figür duruşlarıdır (bknz. Meryem’in Göğe Kabulu ve Taçlandırılması “Assumption and Coronation of the Virgin” – Tiziano). Bu duruşlarla amaç figürlerin karakterlerini ve ruh hallerini seyirciye aktarmaktır. Venüs ve Cupid’in kıvrılmış kolları ve bacakları, Cupid’in öne eğilmiş duruşu ve birbirlerinin içine geçmiş vücutları “figura serpentina” denen yılan tipli kıvrılan vücut tasarımlarının güzel örnekleridir. Benzer şekilde elinde güllerle gelen çocuk figürü de alışılageldik duruşlarda çok farklı biçimde bükülmüş ve hareket halindedir.

Konum: Ulusal Galeri “National Gallery”, Londra
Tarih: 1545 civarı
Dönem: Rönesans
Akım: Maniyerizm “Mannerism”

4 Comments

Leave a comment

Your email address will not be published.

You may use these HTML tags and attributes:

<a href="" title=""><abbr title=""><acronym title=""><b><blockquote cite=""><cite><code><del datetime=""><em><i><q cite=""><strike><strong> 

error: Icerik kopyalanamaz!