Blog

TECELLİ “TRANSFIGURATION” – RAFFAELLO

Raffello’nun 37 yıllık kısa ömrünün son eseri olarak tarihe geçen Tecelli, ressamın kötüleşen sağlığı ve ardından ölümü sebebiyle yarım kalmış ve ardından yardımcıları tarafından tamamlanmıştır. Çoğu zaman Raffaello’nun en görkemli ve ölümsüz eseri olarak görülen tablo, ressamın yetişkinlik döneminin ustalığını da yansıtan bir başyapıttır.

Kardinal Giulio de Medici’nin Narbonne Katedrali için sipariş ettiği iki resimden biri olan Tecelli (ikincisi Sebastiano del Piombo’nun Lazarus’un Dirilişi “The Raising of Lazarus” tablosudur), Raffaello tarafından söz konusu rekabetten dolayı hararetle çalışılarak bitirilmeye çalışılmıştır. Ölümünden sonra yardımcıları resmin sadece sol alt kısmındaki birkaç figür üzerinde çalışmışlardır.

Eser İncil’den iki ayrı anlatıyı temel alır. Üst kısımda, üç havarisi Peter, James ve John ile birlikte Tabor Dağı’na çıkan İsa’nın birden parlak bir ışık demeti şeklinde tecelli etmesi (şekil değiştirerek görünmesi) mucizesi konu alınmıştır. Bu mucizeye göre İsa ışıldamaya başladıktan sonra her iki yanında iki büyük peygamber, Musa ve İlyas görünür ve İsa onlarla konuşmaya başlar. Ardından duyulan Tanrı’nın İsa ve diğer iki peygamberle konuşur ve İsa’ya “Oğlum” diye seslenir. Eserde, ortada ışıklar içinde görünen İsa figürü havalanmış ve ellerini açmıştır. Sağ tarafta elinde kitabı ile İlyas, sol tarafta ise elinde “On Emir”in yazılı olduğu tabletleri ile Musa görünür. Söz konusu mucizeden ve parlak ışıktan etkilenerek yere kapanaklanmış olan üç havari ise hemen altta görünmektedir. Bu sahnenin solunda yere diz çökmüş iki figür, genç yaşlarında katledilen iki İspanyol azizi Justus ve Pastor’dur. Eserde yer almalarının sebebi, söz konusu eserin Justus ve Pastor’a adanmış olan Narbonne Katedrali için tasarlanmış olmasıdır. Figürlerin tamamı Tabor Dağı’na dair bir görüntü yaratma amaçlı, yüksek bir tepenin üstüne – sanki bir sahnedeymiş gibi – yerleştirilmişlerdir.

Alt kısımda yer alan anlatı, içine şeytan girmiş olduğuna inanılan bir çocuğa yardım etmeye çalışan İsa’nın diğer dokuz havarisini konu almaktadır. Söz konusu hikayede çocuğu iyileştirmeyi başaramayan Havariler, İsa’nın Tabor Dağı’ndan gelip olaya müdahele etmesini beklemek durumunda kalmışlardır. Sonradan gelen İsa, çocuğu duaları ile iyileştirmeyi başarmıştır. Hikayedeki figürlerden soldakiler İsa’nın diğer dokuz havarisidir.

Sağ tarafta gözleri dönmüş, katılaşmış bir halde ayakta görünen çocuk, babası ve yakınları ile birlikte resmedilmiştir. Şeytan tarafından kontrol edildiğine inanılan çocuğun aslında bir epilepsi nöbeti geçirdiği düşünülmektedir. Fakat, dönemde yaygın olan inanış epilepsi nöbetlerinin aslında ay tarafından yönlendirildiği ve bir “ay çarpması”na maruz kalındığına veya şeytanın kişinin ruhuna sahip olduğuna dairdir. Bu sebeple eserde de çocuğun bir ay çarpmasına maruz kaldığı gösterilmiş, ve sol alt kısımdaki su birikintisinde ayın parlak ışığının yansıması resmedilmiştir.

Üstteki sahne alttaki ile doğrudan bağlı imiş gibi görünse de aslında aşağıdaki hiçbir figürün yukarıya, doğrudan İsa’ya bakmadığı, ve yukarıdaki figürlerin de aşağıdakilerden tamamen habersiz olduğu görülmektedir. İsa’nın tecellisinin farkında olanların aslında sadece sol taraftaki havariler olduğu görülebilir. Özellikle kırmızılı havari sol eli ile yukarıyı, İsa’yı işaret etmektedir; ve bu işaret alt kısımdan üst kısma çıkış veren ve kısımları bağlayan yegane ögedir. Gözleri kapalı olan bu havarinin diğer eli kalbinin üstündedir. İsa’yı doğrudan görmeyen havari bu hareketi ile İsa’nın mucizesini kalbinde hissettiğini ve onun kurtarıcı olarak geleceğini çevresine anlatmaktadır. Tıpkı bu havari gibi diğer havariler de İsa’nın manevi varlığını hissetmiş ve bunu resmin sağ tarafındaki çocuğun yakınlarına anlatmaya çalışmaktadırlar. Örneğin, kırmızılı havarinin hemen önündeki sarı-yeşil giysili kızıl saçlı havari ellerini kalbinde birleştirmiş ve mucizeyi hissettiklerini çocuğun karşı tarafta duran yeşil giysili annesine doğrudan bakarak anlatmaktadır. Havarilerin birçoğunun genel tutumu çocuğun yakınlarını İsa’nın varlığına ve gelip durumu düzelteceğine dair inandırmaya çalışmak üzerine kuruludur. Öte yandan birkaçı halen çocuğun fiziksel sorunu ile yüzleşmektedirler. Tam aradaki ikisi çocuğu işaret edip onu dikkatlice incelerken; sol köşedeki bir başka havari ise elindeki kitaba danışmasına rağmen birşey bulamamış ve cocuğa dönüp hayretle bakmaktadır. Bu havari insani bilgeliğin ilahi bilgeliğin yanında ne denli çaresiz kalabileceğine dair bir göstergedir.

Ortadaki karanlık bir ince bölge ile bu inançlı havarilerden ayrılmış sağ taraftakiler farklı bir tutum sergilerler. Bu insanlar havarilerin durumunu sorgulayan ve panikleyen histerik tepkiler vermektedirler. Çocuğun babası karşı tarafta gözleri kapalı havariye şaşırmış ve genişçe açılmış gözleri ile bakmakta; ön plandaki açık pembe giysili kadın ise havarilerin dikkatini çocuğa çekmeye çalışmaktadır. Çocuğun kasılmış bedeni, genişçe açık ve dönmüş gözleri ve etkileyici yüz ifadesi Raffaello’nun çocuğun rahatsızlığının hem fiziksel hem de ruhsal boyutunu yansıtabilmek için gösterdiği çabayı göz önüne serer. Çocuğun ailesinin ve çevredekilerin olaydaki duygusal ve heyecanlı yaklaşımları yine figürlerin incelikli tasarımı ile sağlanmıştır.

Aradaki farklılıklara rağmen resimdeki tüm ögeler – ve dolayısıyla iki hikaye – bir araya gelmekte ve ışıklar halinde tecelli eden İsa’nın çocuğu iyileştireceği anlaşılmaktadır.

Resmin en dikkat çekici figürlerinden biri olan ortadaki açık pembe giysili kadın, soldaki havarileri sağ taraftaki grupla birleştirmekte, bir yandan da yukarıdaki İsa figürünü aşağıda dengeleyen bir figür oluşturmaktadır. Kadının sola dönük gövdesi ve başı, sağa dönük elleri “figura serpentina” denen yılan tipli kıvrılan tipik vücut tasarımının bir örneğidir (bknz. Venüs ve Cupid Alegorisi “An Allegory with Venus and Cupid” – Bronzino & Doni Tondo – Michelangelo). Rönesans’ın son dönemlerinde güçlenecek ve ardından Barok akıma yön verecek olan Maniyerizm’in en önemli özelliği olan tuhaf duruşlardaki figürler resmin geneline hakimdir. Bu şekilde Raffaello, kendinden sonraki ressamlara öncelik eden bir bakış açısıyla ileriye dönük bir eser tasarlamıştır. Aynı zamanda eserin karanlık ve aydınlık konusundaki çarpıcılığı ileride Caravaggio tarafından popülerleştirilecek ana Barok tarzı “chiaroscuo”nun da temellerini atmaktadır (bknz. Aziz Thomas’ın Şüpheciliği “The Incredulity of Saint Thomas” – Caravaggio).

Konum: Vatikan Müzeleri “Musei Vaticani”, Vatikan
Tarih: 1516-1520
Dönem: Rönesans
Alt Grup: Yüksek Rönesans “High Renaissance”

Leave a comment

Your email address will not be published.

You may use these HTML tags and attributes:

<a href="" title=""><abbr title=""><acronym title=""><b><blockquote cite=""><cite><code><del datetime=""><em><i><q cite=""><strike><strong> 

error: Icerik kopyalanamaz!