Blog

ÇARMIHTAN İNDİRİLİŞ “THE DESCENT FROM THE CROSS” – VAN DER WEYDEN

Flaman ressam Van der Weyden’e döneminde hatrı sayılır ün kazandıran bu eseri İsa’nın çarmıhtan indirildiği anı betimler. İki hırsız ile birlikte adi suçlulara layık şekilde çarmıha gerilen İsa (bknz. Çarmıha Geriliş “The Crucifixion” – Tintoretto) öldükten sonra gömülmek üzere çarmıhtan indirilir. Normal şartlar altında çarmıha gerilmiş bir suçlunun medeni koşullarla gömülmesi mümkün değildir. Fakat, İsa’ya gizlice inanan üst düzey Yahudilerden biri olan Aramatyalı Yusuf (Joseph of Arimathea) Kudüs Valisi Pontius Pilate’den (bknz. Ecce Homo – Ciseri) İsa’nın bedeninin ailesine iade edilmesini rica eder. Alınan izin sonrasında çarmıhtan iki üst düzey Yahudi – Aramatyalı Yusuf ve Nicodemus – ve onların hizmetkarları ile indirilen İsa, ailesinin de eşliği ile mezara yerleştirilir. (bknz. Çarmıhtan İndiriliş “The Descent from the Cross” – Rubens)

Eserde İsa’nın cansız bedeninin çarmıhtan bir geniş beyaz kumaş parçası vasıtası ile indirildiği an görülür. Geriplanda çarmıha dayalı merdivenin üzerindeki hizmetkar aşağı indirilen İsa’nın kolundan destek verirken, İsa’nın bedeni kırmızı-siyah giysiler içindeki Aramatyalı Yusuf tarafından tutulmaktadır. İsa’nın ayaklarından tutan bir diğer figür olan Nicodemus görkemli bir başlık ve işlemeli zengin işi giysilerle görülür. Nicodemus ve Aramatyalı Yusuf’un süslü ve özenli giysileri dönemin Kudüs’ünde ortaüst sınıf Yahudilere mensup olmaları ve Yahudi Konseyi Sanhedrin’in üyeleri olmalarındandır.

İsa’nın bedeni eserin merkezinde yer alır. Zayıf ve çelimsiz beden basit beyaz bir kumaş parçası ile sarılmıştır. İsa’nın çarmıha gerilmesi sırasında oluşan yaraları (Stigmata) dikkat çekici biçimde sergilenmektedir. Ellerde ve ayaklarda görülen çivi izlerine, gövdesindeki mızrak yarası da eşlik etmektedir. İsa’nın kafasındaki dikenli taç tıpkı stigmatalarda olduğu gibi başında yara açtığı yaralardan da kan sızmasına sebep olmaktadır.

Eserin sol kısmında çarmıh tablolarının klasik figürleri yer alır. Oğlunun ölü bedeni ile yüzleşen Meryem, rengi solmuş, beti benzi atmış şekilde sola doğru bayılmaktadır. Maviler içindeki Meryem’in bedeninin aldığı şekil, oğlu İsa’nınki ile hemen hemen aynıdır. Soldan sağa soğdu bir kavis çizen bedenler aynı zamanda aşağı doğru uzanan sağ kolların görüntüsü ile de paralelliği korur. Anne ve oğlun bu paralel duruşları aralarındaki duygusal bağa bir göndermedir, ve aynı zamanda eserde ahenk sağlar.

Meryem’in yere çöken bedenini tutan kırmızılar içindeki figür Evanjelist Yahya’dır. İsa ölmeden önce annesini havarisi olan Evanjelist Yahya’ya emanet ettiği için, bu figür genel olarak çarmıha geriliş ve indiriliş resimlerinde Meryem’e sahip çıkan ana figür olarak görülür.

Evanjelist Yahya’nın hemen arkasında biri Meryem’i tutan, bir diğeri ağlayan iki kadın Üç Meryemler (the Three Marys) olarak geçen gruptan iki kişidir. Sayıları bazen iki, bazen de üç veya dört olan bu Meryemler grubu çarmıha geriliş ve indiriliş sahnelerinde genellikle Meryem’e destek olurken görülürler. Meryemler grubunda Magdalalı Meryem, Cleophas Meryem’i (Meryem’in görümcesi), Mary Salome (İsa’nın havarileri James ve John’un annesi) veya Mary Bethany’yi (İsa’nın dirilttiği Lazarus’un kız kardeşi) görmek mümkündür. (bknz. İsa’nın Mezara Konulması “The Entombment of Christ” – Caravaggio)

Eserin sağ tarafında ellerini birleştirmiş haykıran kadın Magdalalı Meryem’dir. Solda öne eğilen Evanjelist Yahya figürüne karşıt duran bu figür tıpkı bir parantez gibi eserin sağ tarafını kapatır ve Evanjelist Yahya ile birlikte eserin sınırlarını çizmiş olur. Acı içinde haykıran Magdalalı Meryem’in göğsünü ve sırtını geniş biçimde açık bırakan giysisi günahlarından arınmadan önceki fahişe geçmişine dair bir simgedir. Magdalalı Meryem’in hemen solunda geride duran bir diğer hizmetkar elinde bir merhem kavanozu tutmaktadır. İsa’nın vücudu tıpkı bir kralın gibi öldükten sonra bu merhemle ovulacaktır. Bu merhem kavanozu aynı zamanda Magdalalı Meryem’in de İsa yaşarken ayaklarını ovduğu merheme gönderme yapar ve Magdalalı Meryem’e dair net bir simge oluşturur.

Bayılan Meryem’in elinin yanında bir kafatası görülür. Bu kafatası hem ölüme dair bir simgedir, hem de İsa’nın çarmıha gerildiği Golgotha Tepesi’ne (Golgotha tepesi ismini kafatasından ve kafatası gibi görünen şeklinde almıştır) dair bir işarettir.

Eserde figürlerin duygusal tepkileri, çığlıkları, haykırışları ve yüzlerindeki acıklı ifadeler son derece dramatik biçimde yansıtılmıştır. Rengi solmuş Meryem’in yüzü, Evanjelist Yahya’nın kırışıklarla dolu suratı, Meryemler’in gözyaşları içindeki yüzleri yaşanan acının görsel etkilerini seyirciye sunar.

Yüzlerdeki duygusal ifadelerin ayrıntılı yansıtılmasının yanı sıra, eserdeki dokuların, kumaşların ve süslemelerin de son derece ayrıntılı biçimde işlendiği görülür. Nicodemus’un altın yaldızlı giysisi, Magdalalı Meryem’in metal işlemeli kemeri, Aramatyalı Yusuf’un tuniğinin taşlarla bezeli eteği bu göz kamaştırıcı ayrıntılardan yalnızca bazılarıdır.

Figürleri sanki küçük bir tiyatro sahnesindeymiş gibi gösteren eserin geriplanında derinlik yaratan herhangi bir manzara veya perspektif belirten öge yoktur. Buna rağmen figürler önden arkaya doğru beş ayrı kademede yer alırlar. Ön kademede Meryem ve Evanjelist Yahya, arkada İsa ve Meryemler, daha geride Aramatyalı Yusuf, daha geride haç ve en geride ise haçın üzerindeki hizmetkar görülür. Bu kademeli görünüm de doğrudan perspektif eksikliğine rağmen istenen derinlik algısının yaratılmasına sebep olur.

Konum: Prado Müzesi “Museo Nacional del Prado”, Madrid
Tarih: 1435
Dönem: Rönesans
Alt-Grup: Kuzey Rönesansı “Northern Renaissance”

 

3 Comments

Leave a comment

Your email address will not be published.

You may use these HTML tags and attributes:

<a href="" title=""><abbr title=""><acronym title=""><b><blockquote cite=""><cite><code><del datetime=""><em><i><q cite=""><strike><strong> 

error: Icerik kopyalanamaz!