Blog

KÜÇÜK DİLENCİ “THE YOUNG BEGGAR” – MURILLO

Küçük bir dilenci çocuğun resmedildiği bu eser, 17. yüzyıl İspanya’sında fakir alt sınıfın durumunu yansıtan etkileyici bir eserdir. Özellikle 17. yüzyılda Flaman ve Felemenk ressamlar tarafından sıklıkla resmedilen alt tabaka insanların yaşayışı, zamanla İtalya ve İspanya’ya da yayılmıştır. Dolayısıyla, tıpkı Ribera’nın Çarpık Ayaklı Çocuk’u gibi (bknz. Çarpık Ayaklı Çocuk “The Club-footed Boy”- Ribera), Murillo’nun eserini de bir Felemenk’in sipariş ettiğini varsaymak yanlış olmayabilir.

Murillo, birçok başka eserinde de olduğu gibi, hayatı boyunca yaşadığı şehir olan Sevilla’nın sokaklarından bir dilenci çocuğu konu edinmiştir. Fakirliğin yaygın olduğu ve şiddetli salgınların yüksek oranda ölümlere yol açıp çocukları öksüz bıraktığı bir dönem İspanya’sında sokakta bir başına kalmış bir dilenci çocuk pek de sıradışı bir görünüm değildi.

Eserde yıkık dökük bir binanın köşesine sinmiş bir erkek çocuğu görülür. Çocuğun eski, yırtık giysileri ve çıplak kirli ayaklarından ait olduğu sosyal sınıf kendini belli eder. Köşeye sinmiş çocuğun seyirciye bakmak yerine kendi kendine birşeyler yaptığı görülür. İlk bakışta sebebi anlaşılmayan bu poz, yakından incelendiğinde çocuğun kendi göğsünden bit ayıkladığını gösterir.

Günümüz seyircisine pek de çekici gelmeyen bu tema 16 ve 17. yüzyıllarda özellikle Flaman ve Felemenk sanat eserlerinde geniş yer bulmuştur. Çocuklarının başlarından bit ayıklayan anneler sembolik bir temizliğin, günahlardan arınmanın ve annelik sorumluluklarının sembolü olarak düşünülmüştür. Benzer şekilde eserdeki dilenci çocuğun bit ayıklaması da çocukların masumluğuna ve saflığına dar bir simgedir.

Murillo’nun genç dilencisinin fakir durumunu yalnızca içinde bulunduğu ortam ve giysileri ortaya koymaz. Aynı zamanda yerde sağ tarafta görülen karides artıkları ve hemen soldaki sepetten çıkan elmalar çocuğun yeni yediği öğle yemeğinin kalıntılarıdır. Bu yiyecekler o dönemde fakir birinin erişebileceği düşük seviye yiyeceklerdir.

Eserde Barok dönemin tipik tarzı olan karanlık-aydınlık “chiaroscuro”nun etkilerini görmek mümkündür. İtalyan ressam Caravaggio tarafından popülerleştirilen bu tarz İspanya’da da ünlü ressamlar Velázquez (bknz. Nedimeler “Las Meninas” – Velázquez) ve Zurbarán (bknz. Agnus Dei – Zurbarán) tarafından benimsenmiş ve dolayısıyla Murillo’yu da derinden etkilemiştir. Eserdeki karanlık odanın yalnızca sol tarafındaki açıklıktan gelen ışıkla aydınlandığı ve çocuğun vücudu, yerdeki sepet ve öndeki testide ciddi ölçüde karanlık gölgeler ve aydınlık alanlar yarattığı görülür. Bu efekt de eserdeki teatral ve gerçekçi havayı güçlendirir. Ressam aynı zamanda geniş fırça darbeleri ve boya kuruduktan sonra uygulanan “impasto” (geniş ve yoğun boya katmanları) ile eserde kendi tarzını ortaya koymuştur. Bir yandan ayrıntıları da özenle betimleyen Murillo, çocuğun ayaklarındaki kiri ve ölüdoğa nesneleri olarak kullanılan sepeti, elmaları ve testiyi tüm gerçeklikleri ile betimlemiştir.

Murillo’nun eserini bir Flaman / Felemenk alt sınıf temalı eserinden ayıran en önemli özellik ise modelin incelikli pozu ve görünümündeki ağırbaşlılıktır. Flaman / Felemenk eserlerinde alt sınıftan insanları betimlerden kullanılan çirkin, orantısız, ucube görünümler yerini Murillo’da klasik görünümde bir zarafete ve duygusal samimiyete bırakmıştır.

Konum: Louvre Müzesi “Musée du Louvre”, Paris
Tarih: 1645-1650
Dönem: Barok
Akım: İspanyol Barok “Spanish Baroque”

Leave a comment

Your email address will not be published.

You may use these HTML tags and attributes:

<a href="" title=""><abbr title=""><acronym title=""><b><blockquote cite=""><cite><code><del datetime=""><em><i><q cite=""><strike><strong> 

error: Icerik kopyalanamaz!