Blog

HASTA ÇOCUK “THE SICK CHILD” – METSU

Felemenk ressam Metsu eserinde yaşadığı bölgesinin ve dönemin sanatsal anlayışına uygun biçimde günlük hayattan bir sahne betimlemiştir. Sade görünümlü eser annesinin kucağında hasta bir çocuğu gösterir. Soluk teni ve boşluğa yönelmiş bakışlarıyla annesinin dizlerindeki çocuk güçsüzce sarkan kolları ve bacakları ile hastalık hissini pekiştiren bir görünüm sergiler. Çocuğu kucağında tutan annesi şefkat ve ilgiyi vurgular biçimde çocuğa dokunur ve öne eğilerek ona yönelir biçimde betimlenmiştir.

Eserde hastalık hissi yalnızca figürlerle değil çevredeki nesnelerle de vurgulanmıştır. Eserin sol tarafındaki masada bulunan çanak ve kaşık çocuğun yemesi için hazırlanmış (ve muhtemelen dokunulmamış) yemeğe işaret eder. Sağ tarafta görülen beyaz bone Hollanda’da çocuklara giydirilen, düştüklerinde darbe almalarını korumak için tasarlanmış bir başlıktır. Yandaki yatağın üzerine bırakılmış bone hasta çocuğun boneyi giyip koşup oynayamayacak kadar halsiz olduğunu seyirciye göstermektedir.

Duvarda sağ tarafta koyu renkli çerçeve içinde görülen bir dini resimdir. Çarmıha gerilmiş İsa’nın başında yakaran annesi Meryem ve Evanjelist Yahya’yı gösteren bu tablo esere dini bir anlam da katar. Annesinin kucağına uzanmış çocuk tıpkı yine annesinin kucağında ölü halde yatan İsa sahnesi Pieta’yı (bknz. Pietà – Giovanni Bellini) çağrıştırır. Öte yandan bu benzeşme hastalık için beklenen dermanın Tanrı ve inanç aracılığı ile geleceğine dair bir işaret olarak da görülebilir. Aynı zamanda eserin bir Hristiyanlık erdemi olan Merhamet’i de sembolize ettiği düşünülebilir. Duvarın sol kısmında yer alan açık renkli harita ticarette gelişmiş olan Hollanda’nın ev yaşantısında sıkça görülen eşyalardan biridir. Eserde ressamın imzası haritanın sol üst köşesinde “Metsue” olarak yer almaktadır.

Eserin sol alt ve sağ üst köşelerini birleştiren bir çapraz çizginin tasarıma şekil verdiği görülür. Sol üst kısımda ressam soluk ve donuk renkleri kullanıp ayrıntılar oluşturmaktan kaçınmış, oysa sağ alt çaprazda sarı, mavi, kırmızı gibi canlı renkleri bir arada kullanmayı tercih etmiştir. Bu renk dağılımı ile eserin her iki tarafında farklı yoğunluklar oluşturan Metsu, dengeli bir kompozisyon oluşturmayı başarmıştır.

Metsu’nun eseri tasarlarken döneminde yaşanmış büyük çaplı salgın hastalıklardan etkilenmiş olması mümkündür. Nitekim Hollanda da tıpkı Avrupa’nın geri kalanı gibi 1660’ların başında vebadan nasibini fazlasıyla almıştır. 1663-1664 yılları arasında yalnızca Amsterdam’da toplam 50,000 kişinin (her 10 kişiden birine denk gelmektedir) ölümü ile sonuçlanan ağır bir veba salgını yaşandığı bilinmektedir. Metsu’nun bu salgınlardan ve hastalıklarda sevdiklerini kaybetmiş insanlardan etkilenmiş olması son derece olasıdır. Metsu da maalesef dönemin ağır fiziksel koşullarına yenik düşecek ve 37 yaşında yaşamını yitirecektir.

Eserdeki ebeveyn-çocuk ilişkisi sanat tarihinde uzun süre karşılaşılmayan bir kavramı gözler önüne serer: Çocuğu ile şefkatle ilgilenen ebeveyn. Çoğu zaman çocuk bakımı ve çocuklara ilgili davranmak bir modern dönem kavramı olarak görülmüştür. Nitekim 18. Yüzyıl öncesinde Avrupa’da ebeveynlerin çocukları ile doğrudan ilgilenmedikleri, özellikle varlıklı ailelerde doğrudan büyütülmelerinde rol oynamadıkları bilinmektedir. Aynı zamanda dönemin salgınları ve zor fiziksel koşulları ailelerin kolayca kaybedebilecekleri çocuklarına duygusal olarak bağlanmalarını da zorlaştırmıştır. Oysa Metsu’nun eseri bu bakış açısı ile sınırlanmış ebeveyn-çocuk ilişkisine yeni bir anlayış getirmektedir. Acı çeken çocuğuna sevgi ile yaklaşan anne sanat tarihçilerinin farklı yöndeki beklentilerini çürütebilecek bir görünüme sahiptir.

Konum: Rijksmuseum, Amsterdam
Tarih: 1664-1666
Dönem: Barok
Alt Grup: Felemenk Barok “Dutch Baroque”

Leave a comment

Your email address will not be published.

You may use these HTML tags and attributes:

<a href="" title=""><abbr title=""><acronym title=""><b><blockquote cite=""><cite><code><del datetime=""><em><i><q cite=""><strike><strong> 

error: Icerik kopyalanamaz!