Blog

10 YIL

Her şey krom sarısı renginde bir ansiklopedi cildi ile başladı. Ansiklopedinin kapağında Botticelli’nin “Bahar Alegorisi” eseri vardı. Küçük çocuk bu gizemli eseri her gördüğünde ona uzun uzun bakar ve anlamaya çalışırdı. O kapağın ardında, çevirdiği sayfalardaki her bir eserin hafızasında ömür boyu kalacak imgeler oluşturacağını henüz bilmiyordu. Masaccio’dan “Cennet Bahçesinden Kovuluş”, Van Ecyk’tan “Meryem ve Çocuk İsa Şansölye Rolin ile”, Velázquez’den “Merkür ve Argos”, Van Gogh’tan “Arles’da Yatak Odası”, Dalí’den “Aziz Anthony’nin Baştan Çıkarılışı” zihninde yer eden ilk sanat imgelerindendi… Uzun yıllar sonra Botticelli ve Masaccio’yu Floransa’da, Velázquez’i Madrid’de, Van Eyck ve Van Gogh’u Paris’te gördüğünde gözlerine inanamayacak, sevinçten kalbi hızla çarpacak ve çevresindeki yabancılara heyecanını aktarabilmek isteyerek içi içine sığmayacaktı…

Sanata Başla! benim 5 yaşımdan itibaren zihnime yerleşen bu imgelerin ve 20’li yaşlarımın sonunda o imgelerin gerçeklerini gördüğümde yaşadığım hazzın bir karışımı olarak ortaya çıktı.

Bana o ansiklopediyi alan, bildiği az çok bilgiyi bana aktaran annem dışında bana sanata başlarken yardımcı olan olmamıştı. Ama ben başkalarına yardımcı olabilirdim. Onlar sanata ilgi duyuyorlar ve nereden başlayacaklarını bilmiyorlarsa ben onlara rehber olamaz mıydım? Gördüklerini, bildiklerini onları talep edenlere sunmak, onlarla etkileşim kurmak, tartışmak, yorumlamak hayattaki en keyifli anlardan değil miydi?

Yıllar boyu, her okuduğum sanat kitabı, her gezdiğim müze, her gördüğüm eser, içimde hep hissettiğim boşluğu dolduran eşsiz bir duygu ve bilgi birikimi oluşturdu. Neşemi, heyecanımı ve bilgimi çevremdekilerle paylaştığımda sanat tutkumun daha da güçlendiğini anladım.

“Başlarken” isimli mütevazı ilk yazımı kaleme alırken bu fikrimin ve hevesimin 10 yıllık bir emeğe, 300’e yakın eserden oluşan bir sanat tarihi platformuna, 4 Türkçe ve 5 İngilizce Canlı Atölyeye, 6 Online Atölyeye, 60 videoluk bir Youtube kanalına, 1500’den fazla paylaşımı olan bir Instagram hesabına, sayısını tahmin bile edemeyeceğim bir fotoğraf arşivine, geniş bir kitap koleksiyonuna ve en önemlisi temasa geçtiğim onbinlerce insana dönüşeceğini nasıl bilebilirdim?…

2009 yılı kışında Londra’da Tate Modern’i gezip, orada müzeye okul gezisi ile gelmiş, keyifle resimlerin kopyalarını yapan küçük çocukları gördüğümde gözlerim dolu dolu müzeden çıktığımı hatırlıyorum. Hayatımda hep sanatla ilgili birşeyler yapmak isteyip sonunda (mühendis olmuş olsam da) hayatımı boşa harcamış, ilgimi ve yeteneğimi çöpe atmış olduğumu düşünmüştüm. Oysa, sonradan bu deneyim bana yepyeni bir bakış açısı kazandıracaktı. Şimdi, Sanata Başla! sayesinde canlı kıldığım tutkum ve yaşadığım deneyimlerle gözlerim yeniden dolu dolu… Bu sefer başarmanın gururu ve paylaşmanın kıvancından doğan güzel hislerle…

Sanata Başla!’nın on yıllık serüveninde yer alan, siteyi ve sosyal medya hesaplarını takip eden, yorumlar yazan, sorular soran, atölyelere katılan ve benim sanat aşkımı paylaşan ve onu daha da büyüten herkese kalbimin en derinlerinden minnet ve teşekkürlerimi iletmek isterim.

Sizler o küçük çocuğun rüyasının gerçek olmasına büyük katkıda bulundunuz.

Nice yeni yaşlarda, yeni projelerle hep birlikte olmak dileğiyle…

Sevgiler

Özgün Yılmazok

Leave a comment

Your email address will not be published.

You may use these HTML tags and attributes:

<a href="" title=""><abbr title=""><acronym title=""><b><blockquote cite=""><cite><code><del datetime=""><em><i><q cite=""><strike><strong> 

error: Icerik kopyalanamaz!